The Curse of the Black Spot
S6B3
Doctor Who izlemeyeli uzun zaman olmuştu. Bu bölümü izlerken
aklımdan en çok geçen şey, “Çok özlemişim” oldu. Özlem gidermekten diziye
odaklanamadım diyebilirim. 😜 Fazla uzatmadan bölüm hakkında yorumumu yapayım. 😊
Değerli Doctor’umuz ve arkadaşları, hiç şüphesiz yine bir
maceranın ve gizemin peşinde. İnkar edebilir miyiz ? Tabi ki hayır! Tardis,
onları okyanusun ortasında bir gemiye getirmiştir. Gemi uzun zamandır oradadır
ve en ufak bir yaralanma bile olsa, yaralanan kişilerin elinde siyah bir nokta
çıkmaktadır. Bu siyah nokta çıkar çıkmaz, nereden geldiği bilinmeyen bir kadın,
yaralanan kişiyi götürmektedir. Gemidekiler korku içindedir ve hayatta
kalabilmek için büyük mücadele vermektedir. Tabi Doctor ve arkadaşlarına
güvenmemekte buna dahil. Peki Doctor’a güvenmemek mümkün müdür ?
İlk olarak fikrimi kesin bir şekilde açıklamam gerekirse, bu
bölümü sevdim. Bir de tek bölüm olduğu için kısa geldi. Bazen iki bölüm
şeklinde olanlarda sıkıldığım olabiliyor. Sanki konusu biraz daha farklıydı bu
sefer. Evet bütün bölümlerde konular farklı oluyor ama genel olarak, dünyayı
ele geçirmek, savaş falan oluyor ya öyle değildi bu bölüm. Biraz daha farklı
bir konusu vardı. Aynı zamanda, bu bölümden çıkardığım başka bir şey daha var:
Önyargılı olmanın yanlış olduğu. Belki siz izleyince, “Ne alaka ?”
diyebilirsiniz, ama ben bunu çıkardım. Genel olarak sevdim. Amy’nin hiç
bilmediği bir konuda olayın içine atlaması, Rory’nin her zamanki şapşallığı…
Kısacası güzeldi. Umarım sizde seversiniz. Keyifli seyirler. 😊


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder